‘Amerikan Başkanı müteahhit kafasıyla düşünüyor’

Güncelleme Tarihi:

‘Amerikan Başkanı müteahhit kafasıyla düşünüyor’
Oluşturulma Tarihi: Şubat 16, 2025 07:00

Önce Gazze için “Ortadoğu’nun riviera’sı olabilir” dedi, sonra Filistinlilerin bu topraklardan ayrılmaktan başka seçenekleri olmadığını iddia etti. ABD Başkanı Donald Trump’ın ‘tepki gören’ Gazze açıklamaları ne anlama geliyor? Konunun uzmanları değerlendirdi...

Haberin Devamı

ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’yi ele geçirme planı günlerdir dünya siyasetinde tartışılıyor. “Gazze’yi satın alacağız”, “Ortadoğu’nun riviera’sı olabilir” açıklamalarının ardından Gazze’deki Filistinlilerin de başta Mısır ve Ürdün olmak üzere komşu ülkelere gitmelerinin çok daha iyi olacağını savundu. Şimdi gözler 27 Şubat’ta Kahire’de gerçekleşecek zirvenin ardından Arap ülkelerinin yapacağı açıklamaya çevrildi. Zirveden nasıl bir karar çıkacak? Filistinlileri bundan sonra neler bekliyor? Bu arada 19 Ocak Pazar günü yürürlüğe giren ateşkes de belki de siz bu satırları okurken bozulmuş olacak. ABD’nin Hamas’a tüm rehineleri bırakması için verdiği son tarih 15 Şubat Cumartesi 12.00’ydi.

‘Tehcir Filistinlilere empoze ediliyor’

Doç. Dr. Deniz Tansi, Uluslararası Politika Akademisi Genel Koordinatörü

Haberin Devamı

◊ Öncelikle şunu söyleyeyim; Trump gelişigüzel konuşmuyor. İlk başkanlık dönemini hatırlayalım; o zaman “Golan Tepeleri, İsrail toprağıdır” diyordu. Kudüs’ün tamamını İsrail’in başkenti olarak kabul etmişti. Ve o dönemde kendince yarım kaldığına inandığı bir konu vardı, o da Batı Şeria’nın ilhak edilmesi gibi. Bunlar aslında 1967’de yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin
242 sayılı kararına (İsrail’in son savaşta işgal ettiği tüm topraklardan çekilmesine ilişkin karar) aykırı. ABD’nin de imzası var bu kararda. İşte böyle bir absürt dönem yaşıyoruz gerçekten.

◊ Gazze’de gözünün olmasınınsa başka boyutları var. Biliyorsunuz IMEC var, Hindistan, Ortadoğu, Avrupa ekonomik koridoru. Trieste’ye (İtalya) kadar gidiyor. IMEC’in haritasına bakmak lazım. Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Ürdün ve sonra İsrail, Hayfa Limanı var. İşte orada ikinci bir IMEC güzergâhı olabilir. O da İsrail’in uzun yıllardan beri gündemde tuttuğu Ben Gurion Kanalı. Akabe Körfezi’nden başlıyor, Ürdün Vadisi’ni geçiyor ve Gazze’nin çok yakınından denize açılıyor. Bu durumda Hayfa’nın dışında Gazze’nin ikinci önemli liman olması gündeme gelebilir. Tabii bunlar stratejik bağlamda değerlendirildiğinde hep şunu söyledim; Trump’ın bu konuları gündeme getirirken bir acelesi yok.

Haberin Devamı

◊ Ürdün ve Mısır’a gelince; iki ülkenin halkına çok büyük saygı duyuyorum ama bu rejimlere güvenmiyorum. 27 Şubat’ta Kahire’de Arap zirvesi var ama benim Arap ülkelerinin ne kadar direneceği konusunda da şüphelerim var. ABD’nin kullanacağı ekonomik araçları var, kaldı ki buradaki otoriter rejimler ABD sayesinde ayakta kalıyor. Umarım yanılıyorumdur.

‘Dönüşü engellemek istiyor’

◊ Gazze’de ateşkesin bozulması konusuna gelince; Trump maalesef işi hızlandırmak, yani Filistinlilerin Gazze’ye dönüşünü engellemek istiyor. Ve bölgede tekrar şiddet sarmalını sürdürerek geriye kalanların dönmesini zorlaştıracak, mevcutların da orada hayata tutunmasını engelleyecek bir çerçeve ortaya koymaya çalışıyor. Üzülerek tekrar ediyorum, Gazze’yi tehcirle tahliye etmek isteyen bir ABD yönetimi var. Bunu belki 3 ayda değil 2 yılda yapacak, zamana yayarak. Farkındaysanız Gazze’den riviera diye söz ediyor. Orayı hem serbest ticaret bölgesi hem de eğlence merkezi haline getirmek var kafasında.

Haberin Devamı

◊ Biz haklı olarak diyoruz ki; “Filistinliler dayansın”. Peki, bu insanlar aç, susuz ne yapsın? Binalar yok, bölge harap olmuş. Bu insanlara bir şey sunmak lazım. Orası ABD ve İsrail’in insafına kaldı. Ve tehcir sanki Filistinlilere empoze ediliyor.

◊ Arap dünyasından ivedilikle Filistinlileri vatanına kavuşturacak bir açılım gelmesini iyi niyetle bekliyorum ama sadece ağır kınama mesajlarının yayımlanacağı bir Arap zirvesi görecekmişiz gibi geliyor bana.

‘Batı Şeria’nın varlığı şart’

Prof. Dr. Ahmet Kasım Han, Beykoz Üniversitesi Rektör Yardımcısı

◊ Gazze’yi alıp Fransız riviera’sına çevirmek Trump’ın keyfine göre Florida’da golf sahası yapmasıyla aynı şey değil. Amerikan Başkanı, işin doğrusu, her şeyi bir müteahhit kafasıyla düşünüyor ve bu kafanın ürettiği fikirleri uygulama meselesini de bir kol bükerek pazarlık yapma yöntemiyle halledilebilir kabul ediyor. Fakat anlaşılan birileri ona da bir yerlerden bir akıl fısıldıyorlar ki; Ürdün Kralı ile yaptığı görüşmede en azından Mısır ve Ürdün’le ilgili tonunu yumuşattı. Bunun iki ülkenin direnç kapasitesiyle alakalı olduğunu düşünmüyorum. Daha ziyade Arap yönetimlerinin bu oyunun oynanmasını finanse etmeyeceğini gördüğü için daha yumuşak bir tavır içine girdi. Çünkü bu mevzu için defaten söylediği gibi para harcamak istemiyor.

Haberin Devamı

◊ Ama öte taraftan Mısır’ı ve Ürdün’ü zorlamaya geldiğinde, Trump’ın elinin kuvvetli olmadığını söylemeye imkân yok. 1978’den beri Mısır, ABD’den 80 milyar dolar yardım almış. Her sene Mısır ordusunun askeri alımlarının yüzde 80’ine denk gelen, 1,3 milyar dolarlık yardım veriyor ABD. Mısır’da yoksulluk diz boyu. Ürdün de Mısır’ın arkasına sığınıyor. Ürdün de yardım alan bir ülke ama netice itibariyle biraz daha kendini idare edebilir. Burada başka bir şeyin daha söz konusu olduğunu söylemek lazım. Mısır, evet, Amerikalılardan bu yardımı alıyor ama 2022’den bu yana Körfez ülkelerinin Mısır’a yaptığı yardım 22 milyar dolar. Suudi Arabistan’ın Varlık Fonu da 2024’ün eylülünde Mısır’a 5 milyar dolar yatırım yapacağını söyledi. Dolayısıyla Mısır’ın bir taraftan da Körfez ülkeleriyle olan bir ilişkisi var ve Körfez ülkeleri ABD’nin belli konularda yerini de alabilir. Dolayısıyla Mısır’ın ABD’ye direnmek için ekonomik olarak hiç gücü yok diyemeyiz. Yeter ki Arap ülkeleri Mısır’ın arkasında dursunlar.

Haberin Devamı

◊ 27 Şubat’taki zirvede Arap ülkeleri umarım amasız, fakatsız, boşluksuz bir monoblok olarak hareket etmeyi becerir. Bu, Trump’a iyi bir dur sinyali olacaktır. Trump ABD’sini bir ergen çocuk gibi algılamak lazım. Yani Amerikalıları oyalamak gerekir. Çünkü girdiği ticaret savaşlarıyla muhtemelen bir sene sonra ağır bir biçimde ABD içi gündemle meşgul olacak. O noktaya kadar Arap ülkeleri bu mevzuyu oyalayabilirlerse Filistinlilerin geri dönülemez şekilde Gazze’den çıkarılmasına engel olabilirler.

◊ Trump’ın planları arasında Batı Şeria’da İsrail’in yayılmacı bir siyaset izleyerek, yeni yerleşimler kurmasına onay vermek var. Oradaki durum iyice uluslararası hukuka aykırı. Yani Gazze’de bir çatışma var. Ama Batı Şeria’da öyle bir şey de yok. Buna rağmen İsrail tarafı tırnak içinde resmen Filistinlilerin topraklarına çöküyor. Oysaki Filistin devleti için Batı Şeria’nın varlığı şart.

‘Amerikan Başkanı müteahhit kafasıyla düşünüyor’

Kim kimin toprağının peşinde?

◊ ABD Trump yönetimi, Gazze dışında Kanada, Grönland ve Panama Kanalı’nı istiyor, stratejik bir su yolu ve askeri geçiş noktası. Grönland denizyolları ve doğal kaynakları yüzünden önemli. Kanada enerji, sınır güvenliği ve yasadışı göç konusunda kilit bir ülke.

◊ Çin hükümeti, Tayvan’ı ‘yeniden kendi topraklarının parçası olacak, ayrılıkçı bir bölge’ olarak görüyor.

◊ Rus hükümeti, Ukrayna’nın büyük bölümünün Rusya olmak istediğini savunuyor. Ukrayna’nın güney ve doğudaki topraklardan çekilmesini istiyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!